23 Haziran Pazartesi Sabiha Gökçen Havaalanında heyecanlı bir grup vardı.
Evrim Okullarından dokuz öğrenci öğretmenlerimiz Lale Doruk ve Karin Çekem ile bir araya geldik. Telefon numaraları alındı, dövizler verildi ve ailelere veda edip maceramıza başladık.
Sorunsuz bir uçuş sonrası Malta’ya ayak bastığımızda neşeli ama heyecanlıydık.
Quavra’daki otelimiz Bella Vista’ya vardığımızda bizleri güler yüzlü grup liderimiz Mina karşıladı. Oldukça yoğun trafiği olan bir lobiden anladığımıza göre bizden başka birçok dil okulu öğrencisini de misafir ediyordu. Odalara yerleşip yabancı ülke yemekleriyle ilgili ilk şoku atlattıktan sonra kurallar ile ilgili sunum izleyip odalara çekildik. Bizleri uzun ve zorlu bir 15 gün bekliyordu.
24 Haziran Salı St. Julian’s daki okulumuza gidip düzey belirleme sınavından sonra derslere başladık. Öğle yemeği olarak yenen Chicken Wrap (Tavuk Dürüm) gezi boyunca neredeyse geleneksel yiyeceğimiz oldu. Öğleden sonra başşehir Valetta gezisi vardı. Kısa bir tur attık, şehrin kalesini ve meşhur toplarını gezdik. Malta için top atışı kutsal bir ayin gibi; daha sonraki haftada iki gün boyunca kutladıkları bayram nedeniyle sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar top atışı ve havai fişek atışı sesleriyle uyumak bile mümkün olmadı. Serbest kaldığımızda buluşma noktası Burger King olunca bu tabii acilen hamburger yemek olanağı sağladı. Kendi imkanlarımızla bulduğumuz 5D Malta gösterisinde ise nefesler tutuldu çığlıklar atıldı. Yine de aile hasretiyle “Üf püf” diyerek dalıp gidenlerimiz olduğu kadar her anın zevkini çıkarmasını bilenler çoğunluktaydı. Hele grubumuzun neşe kaynağı “minişler” her anın tadını çıkarmasını biliyorlardı.
25 Haziran Çarşamba okul sonrası otele dönüldü, çünkü akşam Valetta’da MTV konserine gidilecekti hazırlanmak gerekiyordu . Bu gecenin en güzel sürprizi de Valetta’da Mac Donalds ziyafeti oldu. Dünyanın en güzel yiyecekleri bile olsa öğrencilerin değişmeyeceği bir seçenek Oldukça kalabalık bir Açıkhava konserinden yorgun ama mutlu otelimize döndük.
26 Haziran Perşembe gününün okul sonrası etkinliği Temel Reis filminin çekildiği Popeye Village gezisiydi. Robin Williams’ın (o tarihte hayattaydı) başrolü oynadığı film için yaratılmış aslına uygun bir köy. Köyün kurulduğu koyda denize girip eğlenenler olduğu kadar hala vatan ve aile hasretiyle surat asanlar ve eğlenmeyi protesto edercesine!!! cep telefonlarından kafa kaldırmayanlar da vardı.
27 Haziran Cuma okul sonrası yenen Chicken wraplerden sonra 45 dakikalık kısa!!! bir yürüyüşten sonra komşu şehir Sliema’ya vardık. Bu günün etkinliği Tigne AVM. Bizler ülkemizde AVM’ye doyduğumuzdandan mıdır nedir oturup saat doldurmayı tercih ettik. Birkaç malzeme kaybı sayılmazsa boşuna harcanmış bir gün sayılır ama gecesi renkliydi çünkü otelimizin kıyı köyü Buggiba’ya gittik. Kısa da olsa keyifli bir geceydi. Hele burada bir kebapçı olduğunun keşfi hepsinden üstündü.
28 Haziran Cumartesi Hafta boyunca sabahları erken kalmak zorunda olduğumuzdan zorlanıyorduk ama bu sefer hafta sonu olduğundan uykuya doymuş olarak kalktık ve Comino adası gezisine gidildi. Çorak, kayalık ve üzerinden insan yaşamayan bir ada. Gölgesine sığınılacak bir tek ağaç bile yok. Malta’lılar için bu çok normal olabilir ama bizim öğrencilerimizin rahatını sağlamak için şemsiye ve şezlong kiralamak yoluyla bu sorunu gidermiş olduk. Pırıl pırıl masmavi bir denizde yüzmek çok keyifliydi.
29 Haziran Pazar serbest gün olduğundan çift katlı Hop on Hop Off Sight Seeing Tours otobüsleriyle Malta keşfine çıktık. Kurulan balık ve eşya pazarı broşürlerde ballandırılarak anlatıldığından Marxxalox ilk iniş durağımız oldu ve hayal kırıklığı!!! Bizim en ufak sahil kasabamızda bile buradakinden daha geniş ve çeşitli Pazar kurulur. Yine de deniz mahsullerini, dizi dizi ahtapot, kalamar, karides ve balıkları izlemek ilginçti. İkinci durağımız Blue Grotto idi. Dimdik bir yokuştan sonra sarp kayaların arasına kurulmuş iskelelerin bulunduğu doğal plajdan denize girdik. Bu iskeleler ya da denize inen merdivenler Malta’da bu tüm şehirlerde geçerli. İsteyen istediği yerden denize giriyor ve deniz tertemiz. Bu gezi sırasında aramızda hala özlemle yanıp tutuşan gezi protestocuları vardı ve sıcağa rağmen denize uzaktan bakmakla yetindiler. Onları mutlu eden ise geziden sonra otele servis beklerken karşımıza çıkan Mac Donald’s’ın hamburgerleri ve otele dönüp biraz dinlendikten sonra Buggiba’daki kebapçı ziyaretimiz oldu.
30 Haziran Pazartesi okulumuz Melieha şehrine değişti. Şehrin tepesindeki bir Devlet İlkokulunun sınıflarında dersler başladı. Dersten sonra yarım saatlik bir yürüyüş sonrası Maya Beach Club’a vardık ki burası bir hafta boyunca yemeğimizi yiyip denize girdiğimiz mekan oldu. Mekan değişti ama menü değişmedi yine de geleneksel Chicken Wrapler burada daha bir lezzetliydi sanki veee asık suratlar artık gülüyordu çünkü nihayet tüm kadro ortama alışmıştık.
1 Temmuz Salı en eğlendiğimiz gündü sanki. Öğleden sonra serbest olduğumuzdan kendi olanaklarımızla Aqua Park’a gittik ve keyiften havalarda gibi hissettik kendimizi. Belki de çok kaydık ondandır.
2 Temmuz Çarşamba uluslar arası toplu eğlence deneyimi yaşadık. Busket House denilen orman içi alanda tüm dil okullarındaki öğrencilerin katılımıyla bir parti yapıldı. Sahnede animaörlerin çılgın dans gösterileri çok eğlenceliydi. Biz de deli gibi dansettik kurtlarımızı döktük.
3 Temmuz Perşembe okul sonrası etkinliği bir zamanlar Arapların başşehri olan Mdina’ya geziydi. Diğer şehirlere göre çok farklı bir görüntü sergiliyor. Cam işçiliği ile meşhur şehirde mimari çok ilginç. Kombine bilet alarak müzeleri, mini trene binerek komşu Rabat şehrinin sokaklarını gezdik. Daha sonra vadiye hakim bir noktaya kurulmuş meşhur Fontanella pastanesinde devasa boyutlu çukulatalı pastalarımızı yedik. Gece ise otel eğlence alanında oyunlar ile geçti.
4 Temmuz Cuma Pazartesi ayrılacağımız için sertifikalarımız törenle verildi. Akşam yemek sonrası yine Buggiba’daydık. Artık herkes alışmış, rahat hareket ediyordu. Tabii her zamanki kebap, Afrika stili saç örgüleri denendi.
5 Temmuz Cumartesi uykuya iyice doymuş olarak Golden Bay Beach’e gittik. Hızlı bir organizasyonla şemsiyeler kiralandı ve altın kumlarda yerimizi aldık. Çok sıcak olmasına rağmen deniz sayesinde serinledik ve keyifli saatler geçirdik. Akşam oteldeki ortak eğlence alanında çeşitli oyunlarla diğer ülke çocuklarıyla eğlendik.
6 Temmuz Pazar serbest günümüzü Bodrum tipi Hera teknesiyle büyük Malta turu yaparak geçirdik. İkramı bol tekneyle Malta adasının çevresini turladık, tüm şehirleri dışarıdan izledik, Comino adasında bu sefer tekneden denize girdik, Gozo adasında nefis sularda yüzdük ve aramızdan bazıları daha önce yapamadıkları şişme bot turunu yaptı. Akşam işimiz bavul toplamaktı ve bunu da tek başımıza başardık ve teftişten başarıyla geçtik.
7 Temmuz Pazartesi son kez okulumuza giderken ülkemize dönecek olduğumuz için keyifli ama ayrıldığımız için de üzüntülüydük. Otelimizden bavullarımızı alarak havaalanına ulaştık ve heyecanlı bir duty free alışverişi sonrası uçağımızda yerimizi aldığımızda içimizdeki sevinçle burukluk iç içeydi. Bir yandan İngilizcemizi geliştirirken diğer yandan ailelerimiz olmadan kendimizi idare etmeyi öğrendik. Bu konuda en büyük destekçimiz öğretmenlerimiz oldu. Yabancı bir ülkede, alışık olmadığımız ortamlarda ve özlediğimiz yiyeceklerle kendi başımıza ayakta durabildik.
Istanbul’a varıp ailelerimize kavuştuğumuzda onlara söyleyecek ilk sözümüz, “BİZ BAŞARDIK” oldu.